top of page
  • İpek Kılıcı

Yas Hakkında: Bu Acı Geçer mi? - Uzm. Psk. İpek Kılıcı

Herkesin hayatında sevdiği biri veya birileri vardır. Mutlu olduğumuz, üzüldüğümüz, heyecanlandığımız, öfke duyduğumuz anlarımızı sevdiklerimizle paylaşmak isteriz. Sevdiğimiz kişilerin varlığı bize huzur verir. Hayatımız ne kadar zor olursa olsun; bu hayatın sevdiğimiz kişilerle çekilebilir bir yer olduğunu düşünürüz. Sevdiğimiz kişileri kaybettiğimizde ise yoğun yas duyguları yaşarız.


Sadece ölüm sebebiyle değil, terk etmek veya edilmek, değişmek, hayallerimiz, imkansız beklentilerimiz ve özgürlüğümüz de yasla ilişkili olabilir (Viorst, 1986).


Bir kayıp yaşadığımızda kaygı, keder, üzüntü ve öfke gibi yoğun duygular yaşarız. Bu yoğun tepkiler literatürde yas tepkileri olarak geçmektedir. Kaybedilen kişinin ardından, geride kalan kişi bu süreçte bir parçasının öldüğünü ve yaşamın bir anlamının olmadığını düşünür. Kişi o kadar yoğun bir acı çeker ki; kaybedilen kişinin yokluğunda hayatının çekilemez bir yer olduğunu düşünebilir. Bu süreç, kişiye yoğun bir şekilde acı verir.


Peki bu acı geçer mi?


Yas, bir stres tepkisidir. Kişi, yaşadığı bu kedere katlanabilir çünkü keder bir tür salınımla gelir. Bu bir deniz dalgası gibidir. Bu dalga, kişiyi duygusal olarak ileri geri götürür. Kişi, kaybının acısına, kaybının sonuçlarına odaklanır. Ardından, tekrar o an yaşadığı dünyaya, çevresindeki insanlara ve şu anda olup bitenlere döner. Kişi, çevresindekilerle bağlantı kurar ve sonra tekrar yas sürecine devam etmek için dibe dalar. Bu tıpkı nefes alıp vermek, kasların gerilmesi ve gevşemesi, uyuyup uyanmak, vücut ısısının yükselmesi ve düşmesi gibidir. Aynı anda nefes alıp veremeyiz, aynı anda uyuyup uyanamayız. Aynı anda hem bir kaybın gerçekliğini düşünüp, hem de çevremizdeki dünyayla ilişki kuramayız. Bu yüzden bunu dalgalar halinde yaparız.




Kişinin hayatına normal ve sağlıklı devam edebilmesi için yasını tutması, yas sürecini tamamlaması gerekmektedir. Yas tutmak, ölen kişiyi ve dolayısıyla kişiyle ilgili anıları unutmak ya da onu artık sevmemek demek değildir. Yas süreci tamamlandığında; kişi, sevdiği kişinin gittiğinin farkındadır; ama ölen kişiyi düşündüğünde ve konuştuğunda her şeyi kaybetmediğini görür. Yani, kişi için ilişki tamamen bitmiş demek değildir. Kişinin aklına, ölen kişi gelebilir ve geçmişte paylaşılan olumlu deneyimlerde neşe bulabilirler.


Peki, yas sürecimizi nasıl sağlıklı geçirebiliriz?

Zara (2011) söyle sıralamıştır:

  • Kaybınızı, güvendiğiniz kişilere anlatmak size yardımcı olacaktır. Acınızı paylaşmak, yalnız olmadığınızı fark etmenizi ve dolayısıyla yas sürecinin üstesinden gelebilmeniz için yardımcı olur.

  • Yas tepkilerinizle baş edebilmek için fiziksel ihtiyaçlarınıza (uyku, yemek, sağlık) özen göstermeniz gerecektir.

  • Aile üyelerinizden birini kaybettiğinizde her aile üyeniz farklı yas tepkileri verebilir. Diğer aile üyelerinizi üzmemek adına duygularınızı gizlemek yerine kaybettiğiniz kişi hakkında konuşmak, bu kişiyle ilgili anıları paylaşmak ailece birbirinizi daha iyi anlamanıza ve yas sürecinizi başlatıp tamamlamanıza yardımcı olacaktır. Bonanno (2019) kişinin ne hissettiğini ifade etmesinin benliğini iyi bir duruma getirdiğini söylemektedir.

  • Yas süreci gidenin ardından konuşmamak değildir. Anıları ortadan kaldırmak değildir. Kişinin, kaybettiği kişiyle olan anılarına temas etmesine izin vermek önemlidir.

  • Daha önce kayıp yaşamış kişilerle konuşmak sizi vereceğiniz olası yas tepkilerine ve yas sürecine hazırlar. Ancak unutmayın, herkes aynı yes tepkilerini vermez.

  • Yaşadığınız yas tepkileri ne olursa olsun bunların doğal tepkiler olduklarını unutmayın. Bu tepkileri sözel bir şekilde ya da ağlayarak, mezar ziyareti yaparak ifade etmeye çalışmak sizi rahatlatacak ve kontrolde olduğunuz duygusunun gelişmesine yardımcı olacaktır.

  • Yıldönümleri, doğum günleri, bayramlar gibi özel günler sizin için zor geçebilir. Böyle günlerde sevdiğiniz ve güvende hissettiğiniz yakınlarınızla birlikte olmak yaşadığınız zorluğu azaltır.

  • Yaşamınızda bağınızı korumak için yavaş yavaş okul, iş ve sosyal aktivitelerinize dönmeye çalışın.


Klinik Psikolog İpek Kılıcı



Kaynaklar:

Bonanno, G. A. (2019). The other side of sadness: What the new science of bereavement tells us about life after loss. Hachette UK.

Zara, A. (2011). Kayıplar, yas tepkileri ve yas süreci. Yaşadıkça, 73, 90.

Viorst, J. (1986). Necessary Losses: New York: Ballantine Books.



252 görüntüleme0 yorum

Kommentare


bottom of page