top of page
  • Nağme Canan Bozok

Serbest-çe Oynuyorum – Uzm. Psk. Nağme Canan Bozok

Güncelleme tarihi: 13 Ara 2019


Bir yetişkin olarak gözlerinizi kapatıp beş dakikanızı kendinize ayırmanızı istesem, bu beş dakika boyunca çocukluğunuzda sizi en çok mutlu eden anlardan bir görüntüyü gözünüzde canlandırsanız, muhtemelen kendinizi oyun oynarken göreceksiniz! Bebeklikten çocukluğa, çocukluktan ergenlik ve ardından yetişkinliğe geçerken birçok deneyime sahip oluyoruz ancak çoğunu unutuyoruz. Yapılan araştırmalarda duygusal deneyimlerimizi daha kolay hatırladığımız ortaya çıkıyor. Çocukların en çok duygusal deneyim kazanacağı eylem ise ‘oyun’.

Oyun oynarken çocuklar kendilerini keşif yolculuğuna çıkarırlar ve bu keşif sırasında yaşadığı olayları dışa vururken tüm duyguların tadına bakarlar. İşte bu tat alma şöyle tanımlanmıştır: oyun; kendi içinde etkinlikten haz almaya yönelik zorlamasız, kendiliğinden her türlü etkinlik olduğu için artık yeme-içme, uyuma gibi doğal bir ihtiyaç olarak görülmektedir. Hep mutlu olmasını istediğiniz çocuğunuz için en keyifli anların yaşandığı süreç; oyundur. Oyun oynarken çocuğunuz, kendi dünyasını keşfeder. Dışarıya vurmadığı duygu ve düşüncelerini, oyun ile canlandırıp ifade etme şansı elde eder. Kendini oyun ile keşfeden çocuğunuz, problemlerine çözüm üretmeye başlar. Oyun ile çocuğunuz kendi deneyimleriyle, hayata dair birçok konuyu öğrenebilir.

Özellikle serbest oyun sırasında, çocukların günlük yaşamda karşılaşacağı durumlarla baş edebilmesi, sosyal ortamlarda kendisini ifade edebilmesi, korkularıyla yüzleşip baş edebilmesi, sınırlarının farkına varabilmesi gibi konularda gelişimini oynadığı oyunlar destekler. Oynadıkları serbest oyunlarla çocuklarınız, onlara sunulan oyun zamanı ve alanı ile enerjilerini boşaltabilir. Eve gelen yaşıtlarıyla iletişime geçerek onlarla ilişkiler kurar ve işbirliğini geliştirir. Kendi haklarını korurken, kazandığı işbirliği becerisi ile paylaşmayı ve başkalarının da özgürlük hakları olduğu bilinci ile hareket etmeyi öğrenir. Hayal güçlerini kullanarak zihinsel becerilerini güçlendirirler.

Uzun süre kullanıldığında, dikkat gelişimini zayıflatan, sosyal yaşamdan uzaklaştırarak iletişim becerilerini güçleştiren, problem çözme-muhakeme-hafıza-öğrenme-karar verme gibi zihinsel süreçlerin gelişimini olumsuz yönde etkileyen teknolojik araçlar, çocukların yeni “oyun arkadaşları”. Günümüzde oyunların anlamı da değişti. ‘Toplumsal oyuncu’dan tek başına ‘oyun tüketicisi’ne doğru bir değişim yaşıyoruz. Bahçede, sokakta, açık alanda, gerçek dünyanın içinde oynanan oyunlar tarihe karışıyor. Bugünün ‘kapatılmış’ çocukları oyuncaklarıyla yalnız başına oynuyor. Bütün gelişim alanlarının (ruhsal, fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve dil) desteklenmesini sağlayan oyun, hayatlarının bir parçası olmaktan çıkıyor. Halbuki çocuklar oyun sırasında akranlarıyla iletişime geçip toplumun norm ve değerlerini paylaşır, kültürel değişimi özümser, kuralları öğrenir, sorumluluk duyguları gelişir, hak ve özgürlüklerinin sınırını çözer, yaratıcı düşünce gücü kazanır. Bu yüzden ebeveynler olarak çocuklarımızın hayatlarında en çok yüzlerini güldüren ve gelişimlerini destekleyen serbest oyunlara yer vermeliyiz!

Freud’un da belirttiği gibi “Çocuklar, oyun ortamında iç dünyalarını, duygularını açığa vurarak ve gerçek yaşamda başa çıkamadıkları olayları oyuna getirerek, bu olayların üstesinden gelir.” Bizler oyun terapisi uygularken bu felsefeyi destekleyen yapılandırılmamış bir şekilde çocuklara oyun sürecini yaşatıyoruz. Seanslar sırasında görüyoruz ki yapılandırılmamış/serbest bir oyun çocuğun rahatlamasını sağlıyor, bu yaşantı sonucunda zamanla günlük yaşamında başa çıkamadığı durumların üstesinden gelmeye başlıyor. Çocuklara uygun ortam sunduğumuzda sorunlarını çözebilme becerisi gösterebileceğine inanıyoruz. Çocukları tüm davranışları, duyguları, düşünceleri ile koşulsuz kabul ediyoruz. Oyuncaklar ise bu süreçte çocuk tarafından duygusal ihtiyaçlarını gidermek için kullanılıyor. Serbest oyuna dahil oldukça, bilincinde olmasa da çocuk, sorunlarına spontan şekilde yaratıcı çözümler bulabiliyor.

Çocuklarımıza dengeli bir yaşama ulaşma fırsatını, onların en büyük hakkı olan “oyun”la verelim…

30 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page