Psychologies Türkiye Dergisi Kasım 2018'de yayınlanmıştır.
Uzman klinik psikolog ve psikoterapist Elit Bilge Bıyıkoğlu, bilgisayar oyunları hakkında çelişkili fikirleri netleştirmemize yardım ediyor. Uzmana göre, bu oyunları fayda ve zarar açısından değerlendirirken en önemli faktör ebeveyn ve çocuk ilişkisi.
Oyun oynamanın çocukların benlik gelişimine yardımcı olduğu biliniyor. Bilgisayar oyunları da bu doğrultuda değerlendirilebilir mi? Çocuk için, oyun oynamak bir ihtiyaçtır. Oyun oynamak, çocuğun benlik gelişimine yaptığı katkıların yanında; beceri geliştirme, zihinsel gelişim, problem çözme, hayal gücü, yaratıcılık, iletişim ve sosyal beceriler, özgüven gibi birçok alanın gelişimi için ortam sağlar. Ancak her oyun çocuk psikolojisine katkı sağlamaz, hatta bazı oyunlar zarar verebilir. Bilgisayar-tablet oyunları endüstrisinde çok çeşitte oyun karşımıza çıkıyor. Bazıları eğitimsel, bazıları stratejik, aksiyon, macera… Bu oyunların çocuğa verebileceği yarar veya zararlarıdeğerlendirmek için oldukça önemli olan noktalar ise şunlardır: Çeşidi ve içeriği, çocuğun yaşına ve gelişimine uygunluğu, çocuğun oynadığı süre.
Bilgisayar oyunları üzerine yapılan araştırmaların olumlu sonuçları, genel negatif kanıyla çelişkili görünüyor. Sizce neden? Araştırmaların birbirleriyle çelişkili sonuçlar verdiğini söyleyebiliriz. Özellikle şiddet içerikli bilgisayar oyunları oynayan çocukların, bu tarz oyunları oynamayan çocuklara göre agresif düşüncelere daha kolay eriştikleri ve agresif davranışları daha fazla gösterdikleri belirtiliyor. Bunun yanında, özellikle uzun saatler bilgisayar oyunu oynayan çocukların aşırı kilo alma ve sağlık problemleri riskleriyle karşı karşıya kaldığı, daha fazla sosyal problemler yaşayabildiği, daha az yardım etme davranışı gösterdiği ve yaşam doyumlarının daha az olduğu ortaya koyuldu. Öte yandan, bilgisayar oyunlarının çocuklarda olumlu etkileri olduğunu da gösteren araştırmalar mevcut. Örneğin bilgisayar oyunu oynamanın (özellikle öğretici oyunlar, zekâ oyunları, strateji ve rol yapma oyunları) çocukların yaratıcılığını, bilişsel kapasitesini, kısa süreli hafızasını, problem çözme ve akıl yürütme becerisini artırdığı gözlemlendi. Aynı zamanda, bazı bilgisayar oyunlarının çocuklarda ince-motor ve el-göz koordinasyonunu geliştirdiği de belirtiliyor. Araştırmaların çelişkili sonuçlar vermesinin bir nedeninin, birçoğunun “oyun süresi” ile ilgilenmemesi olduğu inancındayım. Son yıllarda yapılan araştırmalar özellikle bu konuyu ele almaya başladı: Günde üç saatten fazla bilgisayar başında oyun oynayan çocuklarda olumsuz etkilerin daha baskın olduğunu görüyoruz.
Bazı çocukların bilgisayar oyunlarıyla fazla zaman geçirmelerinin sebepleri nelerdir?
Hangisi olursa olsun, bilgisayar oyunları hem çocuklarda hem de yetişkinlerde gerçek hayatın sorunlarından ve sorumluluklarından hızlı ve kolay bir şekilde sıyrılma olanağı veriyor. Bu açıdan bakıldığında, özellikle aile, okul veya sosyal problemleri olan çocuklar için uzun saatler boyunca bilgisayar oyunları oynamak oldukça caziptir. Bilgisayar oyunu ortamı,çocuğun daha az çabayla daha heyecanlı ve güçlü bir sanal kimlik oluşturmasına yardımcı oluyor. Bunun yanında, gerçek yaşamda mümkün olmayan sanal deneyimler yaşamasına olanak sağlıyor. Oyunda, çocuğu tutan şiddetli duygular ve heyecan var. İçerdiği psikolojik ve davranışsal pekiştireçlerde (örneğin oyunda seviye atlama, ödül kazanma, arkadaş edinme) oyunda daha uzun kalmasına sebep oluyor.Eğer çocuk, oyun oynama alışkanlığı üzerinde kontrolünü kaybediyor, diğer önemli yaşamsal aktiviteler ve günlük ilgi alanlarının önüne oyunu koyuyor ve tüm olumsuz sonuçlarına rağmen oyun oynama süresini artırarak devam ediyorsa,“oyun oynama bozukluğu” olarak adlandırılan bir sorunun yaşandığını düşünebiliriz. Böyle bir durumda, konuyla ilgili bir uzmandan yardım alınmasında fayda var.
Yine de bazı oyunlardaki şiddet içeriği endişe verici. Çocuklar deşarj mı oluyorlar, olumsuz davranış mı öğreniyorlar?
Çocuklar ve yetişkinler oyunlardaki küçük dozda şiddet içeriğini genelde eğlenceli bulurlar. Örneğin çocuklarımıza okuduğumuz hikâyelerde bile belli bir dozda şiddet unsuru yer alır. Biz yetişkinler de çocukluğumuzda hırsız-polis ve kovboyculuk gibi oyunlar oynadık. Bilgisayar oyunlarında da benzer şiddet unsurları var. Evet, bu tarz şiddet unsurları çocuk için deşarj edici ve eğlendirici. Yapılan araştırmalardan elde edilen bulgular, şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının çocuklarda agresif davranışları artırdığı yönünde; fakat tek başına bilgisayar oyunlarının agresif davranışlara yol açtığını söyleyemeyiz. Eğer bir çocuğun sevgi dolu ve destekleyici bir anne-babası varsa ve çocuk agresyonunu uygun yollarla ifade etmeyi ve yönetmeyi biliyorsa, bilgisayar oyunu şiddet de içerse çocuğu saldırgan davranışlara yönlendiremez.Bir de, çocuğun birey olarak psikolojik ve gelişimsel özelliklerinin iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Örneğin bazı çocuklar diğerlerine göre çevresinde gördüklerini dışarı yansıtmaya daha fazla yatkın, yani oyunlarda saldırgan bir davranış izlediklerinde bunu diğer çocuklara göre daha fazla uyguluyorlar. Bazı çocuklarsa gerçeklik ve sanal dünya arasındaki farkı anlama konusunda güçlük yaşayabiliyor. Bir kısmında da dürtü kontrolü daha zayıf olabiliyor. Kısacası ebeveynin, çocuğunun özelliklerini tanıması ve sevgi dolu,destekleyici bir çevre sunması önem taşıyor.
Yurtdışında bilgisayar oyunları çocuk ve ergen terapisinde bir araç olarak kullanılabiliyor. Bu uygulamayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Çocuk ve ergen psikoterapisinde faydalı bir araç olarak kullanılabilirler. Özellikle genç danışanların psikoterapide daha işbirlikçi ve hevesli olmasını sağlayabilir. Fakat yine de psikoterapide kullanımında daha tedbirli olmakta fayda var. Konu alanda oldukça yeni. Yarar ve zararlarını öne koyabilecek daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç bulunuyor. Psikoterapiden ziyade, psikolojik değerlendirme, rehabilitasyon için veya psikoeğitimsel bir araç olarak kullanılması yararlıdır.
Ailelere bu konuda tavsiyeleriniz nelerdir? Nelere dikkat edilmeli? Öncelikle, ebeveynlerin bilgisayar-tablet oyunları konusunda çocukla çatışmaya girmeden “koruyucu bir rol” üstlenmesi oldukça önemli. Oyunun içeriği, çocuğun yaş ve gelişim seviyesine uygunluğu konusunda bilgi sahibi olmalılar. Aynı zamanda, ebeveynler çocuğun “ne kadar süre” bilgisayar oyunu oynadığını denetlemeliler. Çocuklarımızın aile, okul, arkadaş ve oyun aktivite dengesi önemlidir. Çocuğun bilgisayar-tablet oyunu oynayabileceği süre net bir şekilde belirlenmeli. Bazen, yemek ya da uyku saati geliyor ve çocuk oyunun başından kalkmıyor. Yemeği bilgisayarın başında yemesine izin vermek veya uyku saatlerini geçirmesine göz yummak, uzun süreler bilgisayar oyunu oynama alışkanlığını pekiştiriyor. Bazen de, çocuk bilgisayarın başından kalkamadığı için ev ve okulla ilgili sorumluluklarını yerine getirmiyor. Böyle durumlarda, çocuğun sorumluluklarını anne-babanın kapatmaya çalışması (örneğin çocuğun yerine ödevlerini yapmak ya da yapması gereken bir ev işini yapmak) problemi daha da körüklüyor. Aman çocuklarımıza iyilik olsun diye yaptığımız davranışlara dikkat! Son olarak, önemli noktalardan biri de ebeveyn-çocuk ilişkisi diyebiliriz. Çocuğun duygusal ihtiyaçlarını ifade edebildiği, sorunlarını paylaşabildiği ve desteklendiği bir ebeveyn-çocuk ilişkisinde ölçülü dozda bilgisayar oyunu oynamanın zarardan çok, fayda sağlayacağı inancındayım.